Ülkemizin ve Ortadoğu halklarının suyunu yönetemeyeceksiniz!..
(*)
İzin vermeyeceğiz!..
İstanbul'da 15/22 Mart 2009'da 5.Dünya Su Forumu’nda Dünya Su Konseyi ile bir araya geldiklerinde uyarmıştık:
- Tüm sularımıza el koymaya, yaşamdan soyutlayıp çalmaya geliyorlar,
- Suyumuzu yaşamımızı ticari meta haline getirip satmaya geliyorlar,
O zaman da söylemiştik; "Yaşamı yok edecek bu oluşumlarla tüm alanlarda yerli ve uluslar arası işbirlikçileriyle mücadele edeceğiz…"
Suyun Ticarileştirilmesine Hayır demiştik.
Vadilerde, kentlerde hayatın her alanında suyu, doğayı, yaşamı ticarileştirenlerle mücadele ettik. Şirketleri vadilere sokmadık, sokmayacağız…
03 Mayıs 2011’de suyu, doğayı, yaşamı ticarileştirme planlarını bozacağımızı Sütlüce’de bir kez daha haykırdık!
HOŞGELDİNİZ DEMEDİK!
Kapitalizm, krizini "sürdürülebilirlik", "yenilenebilirlik" söylemleriyle doğayı metalaştırarak çözmeye çalışıyor. Bu nedenle, emperyalist kapitalist sistem, halklara karşı çok yönlü saldırısını şirketleriyle; suda ve yaşam alanlarında sürdürüyor. İşgalleriyle dünya halklarını katledenler, gözünü halkların en yaşamsal gereksinimi olan suya dikmiştir.
2009 Mart’ında İstanbul’da buluşmuşlardı. Onlar: Dünya Su Konseyi, T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, su, enerji ve inşaat şirketleri, DSİ (Devlet Su İşleri), İBB (İstanbul Büyükşehir Belediyesi), İSKİ ve sermayenin fonları ile beslenen STK’lardı. AKP iktidarında olduğu gibi dünyanın birçok ülkesinde işbirlikçi iktidarlar yoluyla, suyun ticarileştirilmesi çalışmasını hız kesmeden her geçen gün büyütmek istiyorlar.
3-5 Mayıs 2011’de İstanbul’da yeniden 2.Uluslararası Su Forumu’nu düzenlediler. Bu kez amaçları ise metalaştırdıkları doğal varlıkları bölgesel olarak paylaşmak ve yönetmek, yönetecekleri alanı büyütmekti.
Bu nedenle:
Tüm bunları daha fazla sermaye biriktirmek, bölgeleri merkezi bir üretim organizasyonu ile kendi amaçları doğrultusunda yönetmek için yapıyorlar.
Sermayenin her şeye muktedir olmadığını Türkiye halkları ve diğer çevre ülkelerinin halkları sermayeye ve payandalarına gösterecektir. Ezilen halkların, bugün için ellerindeki tek güç, örgütlenmek ve örgütlü mücadele etmektir. Sularımızı, yaşamımızı ve geleceğimizi kurtarmanın tek yolu da budur. Direnecek, mücadele edecek ve suyumuzu, geleceğimizi onların ellerine teslim etmeyeceğiz!
- Başaramayacaksınız izin vermeyeceğiz!..
- HES’ler, Nükleer santraller, Termik santraller, madenler, çimento fabrikaları, atık yakma tesisleri doğamızı ve yaşam alanlarımız yok eden yatırımlardır, izin vermeyeceğiz!..
- Tarımsal sulamadaki özelleştirmelere izin vermeyeceğiz!..
- Kontörlü (ön ödemeli) su sayacı ile suya erişimimizi kısıtlayan halkı yoksullaştıran uygulamalara izin vermeyeceğiz!..
- Halkın sağlıklı yeterli temiz ve ücretsiz su hakkını yok edenlere izin vermeyeceğiz.
- Endüstriyel tarım ile GDO’lu üretime izin vermeyeceğiz!..
Bizim için yaşanmaz hale getirdiğiniz ülkemizi sizin için barınamaz hale getireceğimizi söylüyor ve uyarıyoruz!..
Ülkemizin ve Ortadoğu halklarının suyunu yönetemeyeceksiniz!..
İzin vermeyeceğiz!..
Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu
(*) 05 Mayıs 2011 tarihinde SUYUN TİCARİLEŞTİRİLMESİNE HAYIR PLATFORMU'nun 2. İstanbul Uluslararası Su Forumuna karşı Galatasaray Lisesi önünde yapmış olduğu basın açıklaması.
|